Hamamlar

Isbıdın’ın Kaybolmuş Hamamları

Isbıdın, Koramaz Vadisi’nin batı çıkışında yer alan, taş evleri, daracık sokakları ile büyüleyici bir havası olan tarihi bir köy. Isbıdın’da bugün izleri dahi yok olmuş iki hamamın bulunduğunu köyün yaşlıları anlatmaktadır. Bu hamamların mezarlığın bitişiğinde tarihi köprünün köye bakan ayağının doğusunda ve batısında, vadinin tabanından akan Koramaz çayının yaklaşık 10 metre kuzeyinde yer aldıkları anlatılagelmektedir. Bu hamamlardan batıda olanın şu anda çocuk parkı olan bölgede olduğu bilinmektedir, bu hamamın doğudaki hamamdan çok daha eski olduğu yine anlatılmaktadır.

Doğuda yer alan hamamın ise bir hikâyesi anlatılmaktadır. Bu hikâyeyi 1938 Isbıdın doğumlu Cafer Erkan Bey’den temin etmekteyiz. Anlatılan odur ki, bundan yaklaşık 150 yıl önce köye bir deve kervanı sahibi zengin bir adam ailesi ve köleleriyle gelmiş, bu adam köyde bir süre konakladıktan sonra köyü sevmiş ve burada yaşamaya karar vermiş. Kervan sahibinin hanımı bir gün köyün hamamına (batıda yer alan eski hamam) gitmeye karar vermiş, ancak köyün yerli kadınları bu yabancı kadını kabul etmemişler. Bunun üzerine morali çok bozulan ve dışlanan kadın durumu kocasına anlatmış, kervan sahibi olan zengin kocası bu duruma çok içerlemiş ve bir hamam yaptırmaya karar vermiş. Bu hamamı bir önceki hamamın doğusuna mevcut köprünün kuzeydeki ayağının dibine inşa ettirmiştir.  Hamam için köyün doğusundaki çeşmeden taş oluklar ve künklerle su getirtmiştir. Gel zaman git zaman, köylüler bu zengin kervancının sırf kendi hanımı için hamam yaptırmasını zengin küstahlığı olarak görmüşler ve içten içe düşmanlık beslemişler. Köylüden biri bir gün bu kervancının cebine o görmeden bir yazı iliştirivermiş, bu notta kervancının hanımının yaptırdığı hamamda kendi Arap kölesi ile birlikte olduğu iftirası yazılı imiş. Yazıyı okuyunca deliye dönen kervancı, hem köleyi hem de hanımı öldürmüş, kölenin bedenini de bir mağaranın içerisine bırakarak köyü terk etmiş.

Bundan elli yıl öncesine kadar köydeki çocukların ölmüş adamın büsbütün duran kemikleri ile oyun oynadıkları anlatılmaktadır. Bugün maalesef bu hikâyedeki iki hamamdan geriye sadece toprak altından uçları görünen künk borular kalmıştır.

Yazan: Bilgin Yazlık